Herkese merhaba!
Bu sefer yepyeni bir konseptle karşınızdayım. Sadece pazar günlerine özel Korece Deyim Pazarı açıyorum. Bundan sonra her pazar, sizi birbirinden eğlenceli Korece deyimlerle buluşturacağım. Doğru yer ve zamanda kullandığınızda deyimler pürüzsüz bir Koreceye sahip olmanızı sağlayacak.
Hazırsanız başlayalım!
1. 식은 죽 먹기
Önce tek tek kelimelere bakalım.
식다: soğumak
죽: lapa
먹다: yemek
Yani: "soğumuş lapa yemek"
Hadi Goldilocks ve Üç Ayı masalındaki sıcak lapayı hatırlayalım. Goldilocks baba ayının sıcak lapasından dili yandığı için yiyemiyordu. Fakat bebek ayının soğumuş lapasını rahatça yiyordu değil mi? İşte aynı bu masalda olduğu gibi Koreliler, bir işin çok kolay olduğunu anlatmak için 식은 죽 먹기 deyimini kullanırlar.
Hadi bir örnek verelim:
A: 컴퓨터가 고장 난 거 같은데 혹시 고칠 수 있어?
(Bilgisayarım bozuldu galiba. Acaba tamir edebilir misin?)
B: 내가 컴퓨터 전공이잖아. 이정도는 식은 죽 먹기지.
(Benim bölümüm bilgisayar ya. Böyle bir şey çok kolay/çantada keklik.)
(Sporcu olmayan sıradan birinin yumruğu... ağır çekimde göründüğünden! Sıradan birinin yumruğundan kaçmak soğuk lapa yemek (gibi)!)
Gelelim ikinci deyimimize:
2. 남의 떡이 더 커 보인다
Kelimelere bakalım:
남: başkası
-의: aitlik bildiren ek
떡: pirinç keki
더: daha
커 (크다): büyük
보이다: görünmek
Tahmin ettiniz değil mi? "Başkasının pirinç keki daha büyük görünür." Yani bizdeki "Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür." hesabı.
Hemen bir örnek verelim:
A: 같은 볶음밥인데 왜 내 것보다 네 것에 해물이 더 많아 보이지?
[Aynı kızarmış pilav ama neden (benimkine göre) seninkinde deniz ürünleri daha fazla (görünüyor)?]
B: 원래 남의 떡이 더 커 보이는 법이야.
(Her zaman başkasının pirinç keki daha büyük görünür.)
3. 발목 잡다
발목: ayak bileği
잡다: yakalamak/tutmak
Yani: "Ayak bileğini yakalamak."
Anlamını tahmin etmişsinizdir sanıyorum. Birinin bir işi yapmasını engellemek anlamında kullanılır bu deyim. Bizdeki "yolunu kesmek", "önünü kesmek" deyimleriyle benzer anlamda düşünülebilir.
Bir örnekle pekiştirelim:
A: 저는 부장님 사무실에 오기 전에 퇴근할게요.
(Müdür ofise gelmeden önce işten çıkacağım.)
B: 부장님한테 인사 안 하고 가려고요?
(Müdürle selamlaşmadan mı gidiyorsun?)
A: 부장님 오시면 발목 잡혀요. 분명히 술 마시자고 할 거예요.
(Müdür gelirse ayak bileğimden yakalanırım. Kesin içki içelim diyecek.)
*Kore'de, işyerinde daha kıdemli olan müdür, başkan vs.nin kendisi altında çalışanları iş çıkışı içki içmeye götürmesi kültürü vardır.
Evet arkadaşlar bugün birbirinden eğlenceli üç tane deyim paylaştım sizlerle. Bu deyimleri not alıp Korecenizi zenginleştirebilirsiniz😊 Soru, düşünce veya önerilerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın. Bir sonraki Kore Deyim Pazarı'nda görüşmek üzere!
Esen kalın💗
Yorumlar
Yorum Gönder